İki ayrı hastalık dönemi olan, manik depresif bozukluk veya manik depresyon olarak da adlandırılan ve standart bir melankoli durumuyla açıklanamayacak ölçüde olağan dışı duygu durum değişikliklerini kapsayan ciddi bir ruhsal bozukluktur.
Bu bozukluğa sahip bireyler bazen çok mutlu, çoşkulu hissederler ve normalden çok daha fazla enerjik ve aktifdirler. Buna manik dönem denir.
Bazen ise çok üzgün, çökmüş hissederler ve aşırı düşük enerji ile daha az aktiftirler. Bu döneme de depresif dönem denir.
Bir de hem manik dönemin hem de depresif dönemin belirtilerinin düzenli olarak birlikte gösterüldüğü dönemler vardır. Buna da bipolar bozukluğun siklotimi (salınımlı) formu denir.
Bipolar bozukluğun en önemli özelliklerinden biri mevsimsellik göstermesidir. Mevsimsel özellik olarak hastalar ilkbahar – yaz aylarında yüksek duygu durumu, coşkunluk yaşarken, sonbahar – kış aylarında ise çökkünlük, durgunluk yaşarlar. Özellikle ilkbahardan yaz aylarına geçiş hastaların alevlenmesi açısından en riskli dönem gibi görünmektedir. Hastaların yaklaşık dörtte biri bu mevsimsel özelliğinden dolayı ilkbaharın son günleri ve yazın ilk günlerinde kötüleşirler. Kötüleşme yaşanan bugünlerde hastalarda dürtüsel, tepkisel davranışlar, saldırganlık eğiliminde artma, öfke patlamaları, aşırı para harcama, taşkınlaşma azımsanmayacak orandadır. Bunların yanı sıra zaman zaman intihar eğilimi, daha doğrusu kendine zarar verme davranışı da görülebilir.
Manik dönem ve depresif dönem belirtileri ise birbirinin tam zıttı semptomlar olarak karşımıza çıkar.
Hemen hemen herkeste ortaya çıkabileceği gibi günümüzde her 100 kişiden 3’ünde bipolar bozukluğa rastanmaktadır. Erkek ve kadında görülme oranı eşittir ve ortalama olarak 18-25 yaşları arasında kendini gösterir.
Henüz tam olarak sebebi tespit edilmemeş olsa da genetik faktörlerin %2-3 arasında etkili olduğu düşünülmektedir. Ailesinde özellikle anne ya da babasında bipolar bozukluğu olan bireyler risk durubunda yer alır. Risk grubunda olan bireylerde stresli ve travmatik olaylar bipolar bozukluğun ilk hastalık döneminin ortaya çıkmasına sebep olabilir ve ilerlemesini tetikleyebilir. Ancak ailesinde bipolar bozukluğa sahip olan bireylerin varlığı diğer aile üyelerinde de bipolar olacağı yönünde asla kesin bir bilgi vermediği unutulmamalıdır.
Nedenlerden bir diğeri ise beyin yapısında hücreler arası iletiyi sağlayan kimyasalların taşınmasında ortaya çıkan değişkenliklerdir. Bu değişkenlikler beyinde iletiyi bozarak düşünce, bellek, öğrenme ve duygu durum düzenlemesini etkiler.
Her biyolojik ve psikolojik bozuklukta olduğu gibi bipolar bozuklukta da erken teşhis oldukça önemlidir. Ancak erken teşhis edilebilen kişi sayısı oldukça azdır. Bunun en büyük sebeplerinden biri bipolar belirtilerinin depresyon, hiperaktivite gibi bozuklukların belirtileriyle karıştırılmasıdır. Bir diğer sebep ise bipolar bozukluğu olan bireylerde sıklıkla madde kullanımı, anksiyete bozuklukları, troid hastalığı, kalp hastalığı ve obezite gibi sağlık sorunlarının olması teşhis sürecini oldukça zorlaştırır. Bu sebeple bipolar bozukluğu teşhis ve tedavisi yıllar sürebilmektedir.
Bipolar bozukluğunun standart bir tedavisi olmamakla birlikte, her hastanın yaşam koşulları ve hastalık düzeyine göre bir tedavi uygulanmaktadır.
Tedavi sürecinde kullanılan birkaç ilaç türü vardır. Her birey ilaçlara kendi biyolojik ve psikolojik koşullarına göre yanıt verdiği için, ilaç tipi ve dozu hastanın şartlarına bağlı olarak düzenlenir. Bu sebeple uygun ve etkili ilacı bulmak biraz uzun sürebilir. İlaçlar yan etkilere sebep olabildikleri için rahatsız eden ya da iyi giden her durumu doktor ile paylaşılmalı ve doktor görüşü alınmaksızın ilaç kullanımı bırakılmamalıdır. Aksi taktirde bipolar semptomlarında artış görülebilir. Dolayısıyla tüm bu sürecin doktorun yakın gözetimi altında olması çok önemlidir.
İlaç tek başına hiçbir zaman tamamen iyileştirici bir güce sahip değildir. İlaç sadece iyileşmek için uygun zemini hazırlar. İlaç tedavisine ek olarak terapi ve hastanın çabalarıyla birlikte belirtiler en aza indirilebilir.
Farklı türlerde psikoterapi ve konuşma terapisi ilaç tedavisine eşlik eder. Uzmanlar sürecin daha kolay ve hızlı atlatılması için terapinin çok önemli olduğunu vurgulamaktadırlar.
Terapi almak;